Yarım milyon emekçiye fotoğraf çekmemesini emreden miting düzenleyicisi

Yarım milyon emekçiye fotoğraf çekmemesini emreden miting düzenleyicisi

100601
Solculuğun tarihinde mizah – 1

1 Mayıs 2010. Kimse bunu fark etmedi.

1 Mayıs. Taksim Meydanı. Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs kutlamaları. Saat öğlen 1 civarı. Harbiye tarafından kortejlerin alana girişi devam ediyor, kortejin sonu görülemiyor hâlâ.

Taksim'de, AKM'nin önünde devasa bir platform. Platformda bir kürsü. Kürsüde, düzenleme komitesinden bir kişi. Yüzbinlerce insana sesleniyor.

Kimse fark etmedi bunu.

Bütün yollar Taksim'e çıkıyor. Taksim'de miting coşkuyla devam ediyor. Herkes birbirinin fotoğrafını çekiyor. Herkes miting alanının fotoğrafını çekiyor.

Derken kürsüdeki kişinin bağırması duyuluyor: “Fotoğraf çekmeyin!”

Gezi Parkı'nda cep telefonuyla fotoğraf çeken kadın telefonunu indiriyor tereddütle.
Anfilerden yankılanan ses devam ediyor: “Aloo! Kime diyorum?”

Miting alanında sloganlar, halaylar devam ediyor. Kimse durumu fark etmiyor. On dakika geçiyor; kürsüdeki kişinin sesi, daha da kararlı bu sefer: “Oyun mu oynuyorsunuz?! İnin oradan! İnin oradan! Çocuk musunuz siz?! Çocuk musunuz?!” Kürsüden yüzbinlere sesleniyor ses.

Akşamki haber bültenlerinde, ertesi günkü gazetelerde, internet sayfalarında; hiçbir yerde anlatılmıyor tüm bu olan biten. Oysa bu, dünyanın en absürd olayı.

Şimdi efendim, işin aslı şöyle. Miting alanını fotoğraflamak isteyen medya mensupları, platformun civarında, hiç de onları taşıması planlanmamış metal konstrüksüyonun üzerine tırmanmış, dengede kalmaya ve fotoğraf çekmeye çalışıyorlar. Ama o yapının onlarla beraber yüzlerce insanın üzerine yıkılması an meselesi. Kürsüdeki kişi gözlemlediği tehlikeye karşı bir şey yapmak istiyor. Amma ve lakin -olayın heyecanına kendini kaptırmış olduğundan olsa gerek- uyarısını, mikrofona dönerek yapıyor. Böylece, epi topu beş-on kişiye iletmek istediği mesajı yarım milyon insana iletiyor. Ha, ilgili kişiler uyarıyı duyuyorlar; ama bu, mesela Gezi Parkı'na henüz giriş yapmış olan örgütlerin üyelerine kim bilir ne ifade ediyor?

Bunu kimse fark etmedi. Tarihe not düşüyorum. Çünkü 1 Mayıs 2010'da sadece Taksim kazanılmadı, sadece 1 Mayıs kazanılmadı, sadece devlet baskısı alt edilmedi; aynı zamanda yılın en komik, en saçma anekdotu da gerçekleşti.

No comments: