Itiraz ediyorum.

İtiraz ediyorum.

100419


Kendini anlatmaya çok yaklaştığını hissettiğin bir anda, karşındakinin seni anlamaya ne kadar uzak olduğunu keşfetmek. İçinde bir daralma ve midende bir sancıyla duraksamak. Duraksadığını belli etmemek için konuşmaya devam etmenin çoğalttığı mide sancısından kıvranmak.


Çünkü anlam yalnızca bir metafordur, yalnızlığı ifade etmek için kullanılan.


Konuşmanın, bakışmanın, dinlemenin, dokunmanın tüm niteliğini yitirdiği bir anda, tüm hevesi kursağında gemici düğümü olmuş bir halde ağzını, gözlerini, kulaklarını ve tenini kapatmak dış dünyaya. Bugüne kadarki tüm iletişiminin tamamen tesadüfi bir kesişimler silsilesi olduğunu düşünmeye başlayacak kadar umutsuzluğa kapıldığın ve bu sebeple bağırıp çağırmaya can attığın sırada, uslu uslu oturmaya mahkum olduğunu fark etmek.


Çünkü umut yalnızca bir metafordur, başarısızlığı ifade etmek için kullanılan.


Her şeyin çok yanlış olduğunu, bütün bu olan bitenin baştan sonra yanlış olduğunu kendine yeniden hatırlattığın; davranışlarının ve sözlerinin sonuçlarına dair fikir yürütmüş olduğun için kendinden iğrendiğin; insanların seni anlamak için özel çaba göstermesini beklemiş olduğun -hem de yeniden, iflah olmamışcasına, göz göre göre beklemiş olduğun- için kendini hayal kırıklığına uğrattığın o anı yeniden yaşamak. Her yaşayışında, daha önceki tıpkısının aynısı deneyimlerini (her seferinde bir fazla olacak şekilde) hatırlamak. Her hatırlayışında, ne kadar az şeyin değişmiş olduğuna şaşırmak. Her şaşırışında, hala buna şaşırabilişine kızmak.


Çünkü sorgulama yalnızca bir metafordur, değişmezliği ifade etmek için kullanılan.


(Acaba bu yazı kimseye hitap ediyor mu, kimseye temas ediyor mu..... Tutarlı kalmak için öyle olmadığını düşünmeli, ama tutarlı kalmalı mı ki?)

No comments: