Alinti

Alıntı

... Bir aramadan geçiyorsun, ıncık cıncık kurcalıyorlar üstünü başını, sonra “Geç bacım” diyor biri, geçiyorsun. ... polisleri… Dur daha onları sonra göreceksin. ...

... hesap verecek!” Bağır, sesin çatlayana değin ...

... arkadaşlar” diye fısıldıyor. İlk sokağa sap, koş koş koş… Herkesle birlikte, düşmeden, düşürmeden, kimseyi ezmeden, koş koş… Hayır, sokağın uçunda en az 3 sıra polis! Geri koş, orda biber gazı ve dumanın ardında polis! Ne yapmalı? Bir kapı açılıyor, ...

... bir anlık duraksama, “Şimdi s.çtık işte” derken, yolun iki tarafından da aynı anda koşmaya başlıyor polisler. Önce taşları havada görüyorsun, sonra mağazanın camlarını yerde, yine ...

... (“Acaba gerçekten de inanabiliyor mu, devleti koruyacağıma bu tokatları attıktan sonra?” diye düşünüyorsun.) ...

... Kapıda küfredip bağıran çağıran, ağızlarından salyalar akan sivil ...

... Hiç duymadığın kadar yüksek bir çığlıkla yıkılıyor ...

1.5.'8

NONE notu: Ilk kez kendime ait olmayan bir yazının çoğalmasını, büyümesini sağlıyorum -kısmen de olsa-, ama bu yazı, bir yandan da, o kadar bana ait ki.

No comments: